Mevzuat ve Yargıtay Kararları

Kamu icra hukuku, kamu alacağı kavramı, türleri, nitelikleri, kamu alacakları için getirilmiş güvenceler, kamu borçlusu, kamu alacaklarının tahsili usulü ve tahsil işlemlerine karşı başvurulabilecek hukuksal yolların işlendiği bir derstir. Bu dersin gayesi, Mecelle-i Ahkâm-ı Adliyye’nin mukaddeme kısmında bulunan doksan dokuz kavâid-i külliyye’ye dair Osmanlıca şerhleri okuma ve anlama imkanını öğrencilere sunmaktır. Kavâid-i külliyye aslında Batı hukuk sistemlerinde de bulunan ve “maxim” olarak tabir edilen genel prensipler misali İslam hukukuna dair umumi kaidelerdir. Kavâid-i külliyye’nin hukuki meselelerin kavranmasında çok faydalı olduğu ve bu kaideleri zapt edip kavrayan bir kimsenin muâmelât, harekâtını mümkün olduğu kadar İslam hukukuna uygun hale getirebileceği bizzat Mecelle’nin mazbatasında ifade edilmiştir. Öğrencinin taraf vekili olarak bir dava dosyasının tüm safhalarını içeren bir ödev hazırlaması ve kendi yorumları ile dilekçeleri oluşturması ve de hukuk mesleklerinin öğrencilerce özümsenmesi sağlanacaktır. Umumi hukuk tarihi dersinde milli hukukun dışına çıkılarak esas itibarıyla günümüzdeki hukuk kurallarını ve müesseselerini daha iyi anlayabilmek, hukuk kurallarının tarihi gelişimini inceleyerek öğrencilerde eleştiri bilincini geliştirmek, bu çerçevede öğrencilerin edindikleri bilgilerin esaslı ve kalıcı olmasını sağlamak amaçlanmaktadır. Bu dersin sonunda hukuki kavram ve kurumların nasıl geliştiği, hangi sosyal, ekonomik ve siyasi ihtiyaçlarla değiştiği izlenebilecek, toplum bünyesinde hâkim olan hukuki kuralların ve müesseselerin zamanın ihtiyaçlarına uygun olup olmadığı değerlendirilebilecektir. Ders kapsamında hukukun “sosyal olgu” kimliğiyle incelenmesi esas alınmaktadır. Bu incelemenin özünü, hukuk sistemindeki kural içeriklerinin öğrenilmesini ifade eden klasik bakışın ötesine geçilerek, kurallar sistemi dışından hukuka bakılmasını sağlayan sosyolojik yaklaşım oluşturmaktadır. Hukukun sosyolojik kökeni, etkinliği, işlevi ve tarihsel evrimi gibi sorunlar temel alınarak, Montesquieu, Durkheim, Marx, Max Weber, Gurvitch gibi kurucu isimlerin hukuka ilişkin görüşleri incelenir ve farklı yaklaşımların varlığı saptanır. Türk tarihi bağlamında hukuk düzen ve uygulamaları dersin içeriğini oluşturmaktadır. Dersin amacı, Türk tarihinin farklı dönemlerinden günümüze, süreklilik ve değişim noktalarını/hatlarını da dikkate alarak, hukuk kurum ve kavramlarını tarihî bağlamında incelemektir.

Temel hâk ve hürriyetler kullanılırken, kamusal, iktisâdi, teknolojik şartlar gibi unsurlar hakkın kullanım şeklinde doğal olarak belirleyici rol oynar. Bu şartların varlığı ve hakkın kullanımına yön vermesi, hakkın kısıtlandığı anlamına gelmez. Fıkrası bu düşünce doğrultusunda kaleme alınmış bir uyarma ve tespit hükmü içermektedir. Disiplin Mahkemelerince verilen cezalar idari nitelikte mi yoksa yargısal nitelikte midir? Bu sorunun cevabı Disiplin Mahkemelerinin İdari nitelikte bir kurul mu yoksa Yargı fonksiyonu içerisinde faaliyet gösteren bir mahkeme mi olduğunun irdelenmesinden geçmektedir.

Tahkim ile ilgili olarak, “Türk Spor Kurumu Kanunu Tasarısı”na da kısaca değinmek yararlı olacaktır. Spor Yüksek Kurumu bünyesinde kurulacak Tahkim Kurulu, Tasarı’nın 9. Buna göre Tahkim Kurulu, dokuz asil, dokuz  yedek üyeden oluşmakta ve üyeler altı yıl için görevlendirilmektedir. Tahkim Kurulu’nun, Spor Yüksek Kurumu ile spor federasyonları, kulüp, sporcu, antrenör, hakem ve diğer spor elemanları arasında çıkan uyuşmazlıklar ile federasyon disiplin kurullarınca verilen cezalara yapılacak itirazları inceleyerek kesin karara bağlayacağı belirtilmektedir. Amatör ve profesyonel futbol disiplin kurulları tarafından verilen her türlü kararlara karşı, kararların tebliğinden itibaren 10 gün içinde, TFF Tahkim Kurulu’na itiraz edilebilir. PFDK tarafından verilen sürekli hak mahrumiyeti cezaları, itiraz konusu yapılmasa dahi, Tahkim Kurulu tarafından doğrudan incelenir. Amatör ve profesyonel futbol disiplin kurullarının kararlarına yönelik itirazlarda Tahkim Kurulu Talimatı’nda gösterilen usul uygulanmaktadır. Maddesine[94] göre, TFF’nin başta ulusal ve uluslararası müsabakalar olmak üzere bütün faaliyet ve işlemleri, spordan sorumlu Devlet Bakanlığı’nın gözetim ve denetimine tabidir[95]. Bu gözetim ve denetimin sağlanması bakımından TFF, spordan sorumlu Devlet Bakanlığı’nın “ilgili kuruluşu” olarak gösterilmektedir[96]. (3) Bu Kanunla yapılan yeni düzenlemeler nedeniyle kadro ve görev unvanı değişmeyenlerden bu Kanunda öngörülen eğitim şartlarını taşıyanlar başka bir işleme gerek kalmaksızın durumlarına uygun aynı unvanlı kadrolara atanmış sayılır. Bunlar atama işlemi yapılıncaya kadar Başkan tarafından ihtiyaç duyulan işlerde görevlendirilebilirler. Bunlar, yeni bir kadroya atanıncaya kadar, eski kadrolarına ait ücret ve diğer mali haklarını almaya devam ederler.

  • Yukarıda da açıklandığı üzere, işyerinin kapatılması, idarenin gerçekleştirdiği idari işlemlerden olduğundan görevli mahkeme idare mahkemelerdir.
  • Belirtilen hükümleri teminen, federasyonlar, kendi düzenlemelerine, kulüplerin ve üyelerinin bir anlaşmazlığı ulusal mahkemelere götürmelerini yasaklayan ve herhangi bir anlaşmazlığı federasyonun, uygun bir konfederasyonun ya da FIFA’nın yargılama yetkisine sunmalarını gerekli kılan bir hükmü koymakla yükümlüdürler[29].
  • Eşyanın kullanma süresini doldurmuş olması, değer kaybını gerektirirse de, hizmette kullanıldığı sürece bu eşya bir değer ifade edeceğinden, böyle bir eşyanın kaybı veya hasara uğraması halinde de bu suç oluşur[133].

Sınavda başarılı olamayanlar veya sınava girmeye hak kazandığı hâlde geçerli mazereti nedeniyle sınav hakkını kullanamayanlara, bir yıl içinde ikinci kez sınav hakkı verilir. Verilen ilave süre içinde tezlerini sunmayanlar, ikinci defa hazırladıkları tezleri kabul edilmeyenler, yabancı dil yeterlik şartını yerine getirmeyenler ile ikinci sınavda da başarı gösteremeyen veya sınav hakkını kullanmayanlar, uzman yardımcısı unvanını kaybederler ve Üst Kurulda durumlarına uygun kadrolara atanırlar. Uzman yardımcılığından Üst Kurul uzmanlığına atananlara bir defaya mahsus olmak üzere bir derece yükseltilmesi uygulanır. (4) Medya hizmet sağlayıcıları ile ticari iletişim gelirinin elde edilmesine aracılık yapanlar, yasal defter kayıtlarını, Üst Kurul payının hesaplanmasına esas teşkil eden ticari iletişim gelirlerinin doğru tespit edilmesini sağlayacak şekilde düzenlerler. Bilgiler yazı ile istenilir ve cevap vermeleri için kendilerine 15 günlük süre verilir. Zor durumda bulunmaları sebebiyle bilgi verme ve ibraz ödevlerini süresi içinde yerine getiremeyecek olanlara, sürenin bitmesinden önce yazı ile istemde bulunulması ve istemde belirtilen mazeretin kabule layık görülmesi kaydıyla kanuni sürenin bir katını geçmemek üzere ek süre verilebilir.

İHAM ve AYM kararlarında, “hukuki kesinlik/belirlilik” ilkesi çoğu zaman “hukuki güvenlik” ilkesi ile eş anlamlı olarak kullanılmaktadır. AYM’nin bazı kararlarında ise; “hukuki belirlilik” ilkesi, “hukuki güvenlik” ilkesinin bir unsuru şeklinde tanımlanmaktadır. Yargı Paketiyle, çeşitli kanunlarda önemli değişiklikler yapılması amaçlanmaktadır. Bu çalışmada; özellikle sayılı 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu, 2004 sayılı İcra İflas Kanunu, 6102 sayılı Ticaret Kanunu, 7036 sayılı İş Mahkemeleri Kanunu ve 6325 sayılı Arabuluculuk Kanunu’nda yapılan önemli değişiklilerin belirtilmesi ve bazı sorunlu konuların ortaya koyulması amaçlanmıştır. Seçimlerin 14 Mayıs 2023 tarihinde olacağına dair açıklamalar yapıldı. İşbu yazıda ilk olarak pasaport iptali ibaresini tercih etsek de, inceleme konumuzun iptali kapsayacak şekilde bireyin pasaport alma ve kullanma hakkına sınırlamayı içermesi sebebiyle pasaport tahdidi kavramını başlıkta kullanmayı uygun gördük. Daha önce “Evlilik Birliğinde Özel Hayata Saygı Hakkının Kapsamı ve Kişisel Alan” başlıklı yazımızda, eşler arasında özel hayatın ve muhaberat hürriyetinin gizliliğinin olup olmayacağını, bir eşin diğerinin özel görüşmelerine ve muhaberatına gizlice, tuzak kurarak veya bir plan dairesinde müdahale edip etmeyeceğine dair ayrıntılı bir yazı kaleme almıştık. Bu defa; ilk yazımızda yer verdiğimiz Anayasa Mahkemesi’nin konu ile ilgili ihlal kararı karşısında, Yargıtay 12. Ceza Dairesi’nin ilk yazımıza konu kararları sonrasında verdiği iki yeni kararını değerlendirip görüşümüze yer vereceğiz. Bu yazımızda; 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’na göre tutuklama kararının yüze karşı okunması, yani tefhim suretiyle kararın öğrenilmesi, gıyapta ve tebliğ suretiyle tutuklama kararının verilip verilemeyeceği ele alınacaktır.

Ayrıca fiil kamu düzeninin ihlal edici fiil olmayıp, vergi düzenini ihlal eden fiildir. Siyasî partilerin gelir ve giderlerinin amaçlarına uygun olması gereklidir. Anayasa Mahkemesince siyasî partilerin mal edinimleri ile gelir ve giderlerinin kanuna uygunluğunun tespiti, bu hususun denetim yöntemleri ve aykırılık halinde uygulanacak yaptırımlar kanunda gösterilir. Anayasa Mahkemesi, bu denetim görevini yerine getirirken Sayıştaydan yardım sağlar. Anayasa Mahkemesinin bu denetim sonunda vereceği kararlar kesparibahis. – Kamu görev ve hizmetinde bulunanlara karşı, bu görev ve hizmetin yerine getirilmesiyle ilgili olarak yapılan isnatlardan dolayı açılan hakaret davalarında, sanık, isnadın doğruluğunu ispat hakkına sahiptir. Bunun dışındaki hallerde ispat isteminin kabulü, ancak isnat olunan fiilin doğru olup olmadığının anlaşılmasında kamu yararı bulunmasına veya şikâyetçinin ispata razı olmasına bağlıdır. Dernekler, kanunun öngördüğü hallerde hâkim kararıyla kapatılabilir veya faaliyetten alıkonulabilir. Ancak, millî güvenliğin, kamu düzeninin, suç işlenmesini veya suçun devamını önlemenin yahut yakalamanın gerektirdiği hallerde gecikmede sakınca varsa, kanunla bir merci, derneği faaliyetten men ile yetkilendirilebilir. Bu merciin kararı, yirmidört saat içinde görevli hâkimin onayına sunulur.

Türk hukuk sisteminde idari işlem ve eylemlerin denetimi, ilk olarak 1961 Anayasasının başlangıç kısmında yer almış; aynı Anayasa’nın 114. Maddesinde ise idarenin hiçbir eylem ve işleminin yargı denetimi dışında bırakılamayacağı esası getirilmiştir. 1982 Anayasasında da (md.125/1) “idarenin her türlü eylem ve işlemlerine karşı yargı yolu(nun) açık” olduğu belirtilmiştir. AİHM, Hüsnü Yavuz/Türkiye davasında AYİM’nin bağımsız bir mahkeme olup olmadığını ayrıntılı olarak irdelemiştir[685]. Mahkeme öncelikle, AYİM’e atanan askeri hakimlerin bağımsızlığının Anayasa ve ilgili yasa hükümleri ile garanti altına alındığını, atanma usulleri yönünden, askeri hakimlerin gerek idareye gerekse dava taraflarına karşı yargı bağımsızlığının katı kurallarına uyarak görevlerini icra etmelerini engelleyecek hiçbir durumun olmadığı sonucuna varmıştır. Bu sonuca ulaşırken,  AYİM’deki  askeri hakimlerin, ömür boyu atanmaları, yaş haddine kadar başka göreve tayin edilememeleri, hiçbir şekilde kararlarından dolayı idareye hesap verme durumunda olmamalarını, disipline ilişkin konuların idari makamlarca değil, AYİM Yüksek Disiplin Kurulunca incelenip karara bağlanmasını göz önünde bulundurmuştur.

Fıkrasıyla, kurumlar vergisi mükellefleri açısından ek vergisel yükümlülükler doğuran bazı unsurlar hüküm altına alınmıştır. Yazımızda, 7440 sayılı Kanunla ihdas edilen ve “ek vergi” niteliğinde hükümlerin Anayasaya uygunluğu değerlendirilecektir. “Duruşma Tutanağı” başlığı altında 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu m.219 ila 222’de düzenlenen, kovuşturma aşamasının duruşmada yapılan işlemler ve söylenenler açısından en önemli vesikası duruşma tutanağıdır. Duruşmada yapılan işlemlerin mahkeme başkanı veya hakimi tarafından yeminli zabıt katibi tarafından bir teknik aygıta yazılmak suretiyle hazırlanan ve resmi belge niteliği taşıyan, mahkeme başkanı veya hakimi ile hazırlayan zabıt katibi tarafından imzalanan, duruşmanın nasıl yapıldığını gösteren belgeye duruşma tutanağı denir. Bu derste öncelikle karşılaştırmalı hukukun amacı, işlevi ve ele alınışı, tarihçesi incelenecektir. Ders kapsamında Anglo-Sakson Hukuku, Kıta Avrupası Hukuku, Kuzey Avrupa Hukuku hukuk geleneklerine ilişkin olarak sistemler arasında karşılaştırma yapılabilecek düzeyde bilgi verilecek ve bu bilgi çerçevesinde Türk hukukunun konumu değerlendirilecektir. Dersin sonunda öğrenci muhtelif hekim suçları hakkında bilgi sahibi olacak ve hasta haklarını öğrenmiş olacaktır. Dersin amacı, isimsiz sözleşmelerden özellikle uygulamada önemli yer tutan akitlerinden olan arsa karşılığı inşaat sözleşmesi, factoring, banka teminat mektubu, kredi kartı sözleşmesi, joint venture sözleşmesi, know-how sözleşmesi, franchising, sponsorluk sözleşmesi gibi sözleşmeleri daha ayrıntılı olarak ele almak ve bu sözleşmelere uygulanacak hukuku tartışmaktır. Derste akitlerin incelenmesiyle uygulamada gelişen sorunlar karşısında pratik sorun çözme becerileriningeliştirilmesine odaklanılacaktır. Ders, bilimsel bir disiplin olarak sosyolojinin tanımı, araştırma yöntemleri, alanda baskın olan kuramsal yaklaşımlar; kültür, sosyal yapı, sosyalleşme, bürokrasi, toplumsal kontrol, sapma, toplumsal değişim ve toplumsal tabakalaşma gibi giriş düzeyindeki temel kavram ve konuları kapsamaktadır. Temel hedef, hukuk fakültesi öğrencilerine hukuk kavramını toplumsal bağlamı içinde değerlendirebilecek temel sosyoloji bilgisini kazandırmaktır.

Temsilcilik ve şube açma, dernek kurma veya derneklere üye olma, üst kuruluş kurma veya üst kuruluşlara katılma durumlarında izin süresiz verilir. Başvuru sonuçlandığında, başvuru sahibine ve form ve ekleri ile birlikte de ilgili valiliğe on gün içinde  bildirilir. 3813 sayılı kanundan önceki düzenleme olan 3461 sayılı kanunda MHK bir yan kurul olarak düzenlenmiş, bir başka anlatımla MHK’ya TFF’nin merkez teşkilatı içinde yer verilmemiş iken, 3813 sayılı kanun ile MHK, TFF’nin merkez teşkilatına dahil edilmiştir (m. 4). Ancak bu düzenleme, TFF bünyesinde yan kurulların başkan ve üyeleri yönetim kurulunun onayını almak suretiyle Federasyon Başkanı tarafından atandığından, MHK’nın oluşumu açısından “yakın bir tarihe kadar” fiili anlamda bir değişiklik getirmemiştir. Kanun ile kurulan TFF’nin “özel hukuk hükümlerine tabi bir tüzel kişi” olmasını, Türk hukuku bakımından nasıl tavsif etmek gerekir? “Özel hukuk hükümlerine tabi olma”; “özel hukuk tüzel kişisi”ni mi ya da özel hukuk hükümlerine tabi bir “kamu (hukuku) tüzel kişisi”ni mi işaret etmektedir? Bu soru, bir başka soruyu da beraberinde getirmektedir; “TFF tüm faaliyetleri ve bu faaliyetlerinin sonuçları ile tamamen özel hukuk hükümlerine tabi kılınmış bir kamu tüzel kişisi” sayılabilir mi? Maddesi, TFF ile GSGM arasındaki ilişki bakımından ayrıksı bir hüküm niteliğindedir. Anılan hükme göre TFF, GSGM’nin tesis ve personelinden, GSGM ile yapacağı sözleşme ve protokol[89] esasları çerçevesinde yararlanabilecek ve kulüpleri yararlandırabilecektir. 3813 sayılı kanuna göre yapılacak müsabakalardan elde edilecek gelirler ile TFF’nin diğer gelirleri her türlü vergi, resim ve harçtan muaftır.